Üç nefli kilise (Panagia Kilisesi) yapısının hangi tarihte inşa edildiği ve hangi tarihte camiye dönüştürüldüğüne ilişkin kesin bir bilgi bulunmamaktadır. K. Turfan tarafından 1955 yılında kaydedilen eski eser fişinde kuzeyde yer alan kapı üzerinde 1834 tarihi yazılı olduğu belirtilmiştir, ancak yazı günümüze ulaşmamıştır. Cumhuriyet döneminde S.F. Erten’in girişimiyle Antalya Müzesi olarak 1937 yılına kadar kullanılan yapı, sonrasında bir süre müze deposu olarak işlevini sürdürmeye devam etmiştir. Olasılıkla Vakıflar Genel Müdürlüğü idaresine alındığı 1934 yılı ve 1955 yılı arasında özgün planı büyük ölçüde korunarak mihrap eklenerek kiliseden camiye dönüştürülmüştür. Taş minaresi ise camiye 1958 (1962?) yılında eklenmiştir.

Kiliseden camiye dönüştürülen yapı üç nefli bir bazilika tipindedir. Doğu cephede duvar boyunca balkon; balkonun hemen altında cümle kapısı ve kapının iki yanında kolçakları volütlü taş oturma sıraları yer almaktadır. İki kanatlı ahşap kapı iki yandan sütuncelerle sınırlandırılmıştır, sütuncelerin bittiği noktada başlayan süslemeler tepede sivri kemer oluşturmaktadır. Bu kemerin içine bitkisel bezemelerle süslenmiş ikinci bir sivri kemer yerleştirilmiştir. Kuzeydeki avluda geniş bir ahşap sundurma yer alır.

İbadet mekânı Korinth başlıklı iki sıra sütun dizisiyle üç nefe ayrılmış; orta nef daha geniş tutulmuştur. Merkezdeki bağdadi kubbe dört sütun üzerine oturtulmuştur; kubbe merkezine bir rozet yerleştirilmiş; tüm tonozların yüzeyleri süslemelerle bezenmiştir. Kiliseden camiye dönüştürüldüğü sırada apsis kısmı kapatılarak mihrap duvarına dönüştürülmüştür. Yapı 24 adet pencere ile aydınlatılmaktadır; alt seviyedeki pencerelerin alınlıklarında kalem işi tekniğinde süslemeler yer alır. İbadet mekânının güneybatısında yer alan tek şerefeli taş minare yapıya sonradan, 1958 yılında eklenmiştir.