fbpx

Uskumru veya ton balığı avlamış Giritli bir balıkçı. Santorini Adası’ndaki Akrotiri’den. MÖ yak. 1627
© CPA Media Pte Ltd/Alamy

Ege dünyasında uygarlığın beşiği olarak kabul edilen Girit Adası’ndaki Minos uygarlığına (MÖ 1900-1400) ait freskler ve vazolarda çok sayıda deniz canlıları resmedilmiştir. Bu da Giritlilerin denize olan ilgisinin göstergesidir. Knossos’ta bulunan altın bir süs eşyasında bir iskarozya da papağan balığı resmedilmiştir. Değerli taşlarda da iskaroz balığı karşımıza çıkmaktadır. Gournia’da bazı metal olta kancaları bulunmuştur. Ton balıklarının avlandığına ilişkin veriler mevcuttur. Antik balık avcılığı göz önüne alındığında, gece meşaleyle aydınlatılarak mızrakla ahtapot avı yapılıyor olması da mümkündür.

Yaklaşık olarak MÖ 1600-1100 yılları arasında Yunanistan’da ortaya çıkan Miken (Akha) uygarlığı, tüm Ege dünyasını etkilemiştir. Balık ve deniz ürünleri Mikenlilerin beslenmesinde nispeten az rol oynuyordu. Yüksek mevkideki devlet görevlileri, nüfusun geri kalanına göre daha fazla balık tüketiyordu. Kayıklarla denize açılarak yapılan avlanmanın yanı sıra, karadan ya da sığ sularda avlanılıyordu. Sahilden ağ atma, kancalı oltalar ve mızrakların kullanılması, dipteki deniz canlıları ve süngerler için dalış ve denize kapan bırakma belli başlı avlanma türleriydi.

Miken yazılı belgeleri olan Linear B tabletlerinde balıklara ve balıkçılara ilişkin kayıt yoktur. Kayıtların tutulmaması, belki de balıkçılığın doğrudan sarayın kontrolünde olmadığını işaret edebilir. Ancak, freskler ve vazo resimleri gerek Minos gerekse Miken dünyasında balık ve balıkçılığın önemli yer tuttuğuna işaret etmektedir.