fbpx
Antik Çağ yazarlarından Aelianus, balıkların evcil ve uysal olduklarını söyler. Aelianus’un anlattığına göre Sicilya’daki Ortygia’da yer alan Arethusa Çeşmesi’ndeki kutsal yılan balıkları, yiyecek vermek için kendilerine seslenildiğinde bunu duyar ve kendilerine yiyecek verenlere doğru yönelirlermiş.

Yaşlı Plinius’un dediğine göre, balık havuzları, Romalı Consul Lucius Licinius Murena (MÖ 151) tarafından sosyal hayata kazandırılmış ve pek çok villada bu tür havuzlar inşa edilmişti. Nitekim, Licinius’un Murena lakabını da müren balığından aldığı söylenir. Aynı şekilde müren balıklarına düşkünlüğüyle tanınan Romalı Crassus da havuzunda beslediği bir müren balığını güzel bir kadınmış gibi küpe ve kolyelerle süslermiş; ne zaman yiyecek vermek üzere ona seslense balık Crassus’un sesini tanır, hızlıca ona doğru gelir, verdiği yiyeceği büyük bir iştahla yermiş. Çok sevdiği müreni öldüğünde Crassus yas tutmuş ve törenle onu gömmüş. Bir mürene gösterdiği bunca ilgi ve özeni gören arkadaşı Domitius, “hey Crassus, ölü bir müren balığı arkasından göz yaşı döken aptal!”, diyerek onunla alay etmiş. Crassus şöyle cevap vermiş: “ben ölen mürenim için ağlıyorum, fakat sen ölen üç karın için bir damla göz yaşı dökmemiştin!”