fbpx
B27_halı
Eugen Petersen – Felix von Luschan, Reisen in Lykien Milyas und Kibyratis, 1889.

“Gezgin olarak da adlandırılan Yörükler aslında gerçek göçerler olup, tüm yıl çadırlarda oturup, sabit konutları bilmezler. Siyah keçi kılından dokunan ve 9 direk tarafından taşınan ve alt kısımları dikdörtgen çadırlar hepsinde aynı tarzdadır. Çok havadar olan bu çadırlar kumaşın gevşek dokunması nedeniyle oldukça aydınlıktır ve dışarısı içeriden görülebilse de tamamen su geçirmez bir yapıya sahiptirler. Yan duvarları kamıştan örülmüş basit bir hasır ile güçlendirilirken, ağır ve sıkı doldurulmuş arpa ve diğer tahıl çuvalları çadır ortasında genellikle alçak bir bölme oluşturarak kadın ve erkek bölümlerini ayırırlar. Bu tür bir çadır yalnızca Yörüklere özgüdür ve onların karakterini yansıtır…

Yörüklerin ana uğraşları doğal olarak hayvan besleme yanında halı, hasır ve kendi ihtiyaçlarına yönelik her tür dokumadır. Tarım çok az olup, düzenli değildir. Ana besinleri çeşitli süt ürünleri ve peynirdir. Halılar genelde kendi ihtiyaçlarından fazlası ile dokunur. Uzun zaman Avrupa’da kapı ve pencere perdesi olarak revaçta olan geometrik motifli kilimlerin büyük bir bölümü Yörük kadınları tarafından dokunur. Tek hörgüçlü deve, koyunlar ve keçiler Yörükler’in asıl sürü hayvanlarıdır, inek ve at ise nadiren yetiştirilir…

Yörük erkekleri bel hizasına inen kısalıkta kahverengi bir keçe yelek taşırlar. Önü geniş bir açıklığa sahiptir ve altında, silah ve diğer takılarını taşıdıkları geniş bir deri kemer göze çarpar. Uzun, beyaz pamuklu pantolon giyen Türk rençberlerin tersine koyu renkli ve diz üstüne inen kısa keçe pantolon giyerler. Yazın çıplak olan alt baldırlara kışın kalın yün çoraplar, nadiren de keçeden yapılan dar bir baldırlık giyilir…

Kısmen Anadolu kısmen de Herzek üretimi çakmak takımları, tablalar, uzun, kabzasının sonunda dar çıkmalar olan kılıç gibi kamalar, yetişkin Yörük erkeklerinin teçhizatlarıdır. Kadınların ziynetleri genelde inci, bilezik ve yüzükten oluşur. Bunları da genelde pazardan veya gezgin Çingelerden alırlar. Kendileri tarafından imal edilmiş özgün ziynet pek azdır. Bunlar, üzerine spiraller aplike edilmiş gümüşten geniş ve düz bileziklerdir. Ayrıca zarif, ince zincirlerin oluşturduğu baş süslerini de eklemek gerekir. 30 cm. Uzunluğundaki zincir, ortasında ve her iki ucunda bulunan çengellerle, türban şekline getirilmiş başörtülerine iyice raptedilir. Bu zincirlerden aşağıya doğru daha ince zincirler sarkar. 4-9 cm. Uzunluğundaki bu ince zincirlerin ucuna bir sikke, nadiren de yuvarlak, yarım ay ya da palmet şeklinde biçimlendirilmiş gümüş levhalar asılır…”