1 Aralık 2018 – 14:30
Konumu itibarıyla Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e önemli bir geçiş bölgesinde, yani
stratejik bir coğrafyada bulunan Kafkasya, tarih boyunca pek çok kavmin ve devletin (İskit,
Hun, Roma, Arap, Hazar, Moğol vd) dikkatini çekmiş ve bunların hakimiyetleri altında
bulunmuştur.
Osmanlı Devleti de kurulup güçlenmesini müteakiben bu topraklar için XV. yüzyıldan
itibaren önce Safevi Devleti ile, ardından XVIII. yüzyılın sonlarına doğru güçlenip bölgeyi
yayılma alanı olarak görmesi üzerine Rusya ile askeri, siyasi ve ekonomik boyutları olan bir
mücadele içinde bulunmuştur.
Kafkasya’da verilen askeri mücadele Rusya’nın 1828’de İran’la imzaladığı Türkmençay ve
1829’da Osmanlı Devleti’yle imzaladığı Edirne Antlaşmaları ile sona ermiş ve bu iki devlet
Rusya lehine olarak Kafkasya’daki iddialarından vazgeçmek zorunda kalmışlardır.
Mamafih bu durum Kafkasya’nın Rus kontrolü ve hakimiyeti altına girmesi anlamına
gelmeyecek, Kafkas halkları özgürlükleri uğruna verecekleri mücadele ile adeta Kafdağı’nı
gerçek, kendilerini aşılmazlıkları ile efsane kılacak, kimi zaman umut ettikleri yardımları
dönemin siyasi gelişmeleri nedeniyle göremeseler dahi Osmanlı Devleti’ne duydukları güven
ve sevgiden yine de vazgeçmeyeceklerdi.
Mustafa Aydın
İstanbul Üniversitesi